Çarşamba, Aralık 17, 2003
Günlük gazete turu
Taha Akyol, Saddam'ın gücünü şiddet üzerine kurduğunu, aşiret yapısının hukuku değil gücü ön plana aldığını, Saddam'ın diktatörlüğünün marazi bir durum olduğunu yazıyor. Yazıdaki şu bilginin kaynağını merak ettim:
"Saddam, kuzu kuzu teslim oldu... Dahası bülbül gibi konuşuyormuş, arkadaşlarını ele veriyormuş..."
Öncelikle, Saddam'ın "kuzu kuzu" teslim olduğunu bize Amerikalılar SÖYLÜYORLAR. Bülbül gibi konuşup konuşmadığını da şimdiden kestirmek mümkün değil.
Eyüp Can, önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Saddam yargılanmasını Miloşeviç gibi bir şova dönüştürebilir. Bunun ilk işaretlerini "nasılsın? diye soran askerlere gayet teatral bir ifadeyle Ülkem işgal atındayken nasıl olabilirim ki! cevabını ver"erek göstermiş.
Ali Bulaç'ın Almanya izlenimleri, Almanya'nın Türklere ve diğer Müslümanlara karşı temel bir politika değişikliğine gitmeye karar verdiği endişesini yansıtıyor.
"Müslüman cemaat(ler)in yıllardan beri üzerinde önemle durdukları ve bir türlü çözüme kavuşturamadıkları bazı sorunlar hayret verecek şekilde daha da ağırlaşmış olarak gündeme girmiş görünüyor. Müslüman grupların kamusal hayatta görünürlüğünü mümkün kılacak resmi temsil ve din dersleri konusu (buna bağlı olarak din eğitimi) henüz tatminkar bir mecraya oturmuş değil.
"Bu iki temel sorun konusunda umut verici bir mesafe katedilmediği gibi, şimdi de gündeme başörtüsü konusu girmiş bulunuyor. ... Berlinde ise yasaklama yönünde kuvvetli bir eğilim var. İçişlerinden bir yetkili önümüzdeki baharda başörtüsünün yasaklanacağını söyledi. Karar ve uygulamanın eyaletlere bırakılmış olması sorunu çözmüyor. Nitekim Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau, açıkça bütün Almanya için geçerli olacak merkezi bir kararın alınmasının daha uygun olacağını düşünüyor, bunu da açıkça dile getirmiş."
"Çok kötümser olmamak lazım; ama daha önce birkaç defa gittiğim Almanya, eski Almanya değil. 90larda revaçta olan çokkültürlülük şimdi yerini bir türlü tanımı yapılmayan entegrasyon politikalarının yürütülmesine bırakmış bulunuyor. Batıda İslamla ilgili çok önemli gelişmeler oluyor."
Ahmet Turan Alkan, Saddam'ın yakalanma görüntülerinin yayınlanmasını bir propaganda olarak görüyor, Müslüman imajını kötüleme amacı güdüldüğünü, öte yandan bunun İslam Dünyası'ndaki Amerikan aleyhtarlığını daha da körükleyeceğini, bunun ise hiç de hayırlı sonuçlar vermeyeceğini yazmış. Ayrıca, olayın Türk basınında veriliş biçimini ağır bir dille eleştirmiş.
Çetin Altan, Saddam'ın tam da Noel arifesinde yakalanmasının Amerikan kamuoyuna bir "hediye" mesajı olduğunu belirtiyor:
Saddam, Noel'e 10 gün kala yakalandı... Tam zamanında yani...
"Şimdi sıra El Kaide ile, liderlerinde...
" Lütfedip kusuruma bakmazsanız, bendeniz de bir senaryo yazmaya çalışayım...
"Türkiye gibi terörün hışmına uğramış bir İslam ülkesinin; Başkan Bush'la sımsıkı bir işbirliği yaparak, El Kaide'nin gerek örgütünü çökertmesi, gerek liderlerini yakalaması daha akıllıca olur."
"Böylece kimse de Başkan Bush'u, salt İslam düşmanı olmakla suçlayamaz... Şiddet eylemlerine kurban düşmüş bir İslam ülkesine, yardım eden bir lider olarak görür..."
"Mayısa doğru, yine dünyayı ayağa kaldıracak 3 - 5 patlama daha...
Ve arkasından da, hem bizim, hem ABD'nin sıkı bir işbirliğiyle Bin Ladin'in yakalanması... AB'nin de Türkiye'yi yücelterek alkışlaması..."
"ABD'de başkanlık seçimlerine kadar, beklenmedik olaylar yaşanacağı kesin..."
"Saddam yakalandı ve başında bit ayıklandı. Şimdi sıra Afganistan'daki "cihat"çı terörist liderlerin yakalanmasında..."
|
"Saddam, kuzu kuzu teslim oldu... Dahası bülbül gibi konuşuyormuş, arkadaşlarını ele veriyormuş..."
Öncelikle, Saddam'ın "kuzu kuzu" teslim olduğunu bize Amerikalılar SÖYLÜYORLAR. Bülbül gibi konuşup konuşmadığını da şimdiden kestirmek mümkün değil.
Eyüp Can, önemli bir noktaya dikkat çekiyor: Saddam yargılanmasını Miloşeviç gibi bir şova dönüştürebilir. Bunun ilk işaretlerini "nasılsın? diye soran askerlere gayet teatral bir ifadeyle Ülkem işgal atındayken nasıl olabilirim ki! cevabını ver"erek göstermiş.
Ali Bulaç'ın Almanya izlenimleri, Almanya'nın Türklere ve diğer Müslümanlara karşı temel bir politika değişikliğine gitmeye karar verdiği endişesini yansıtıyor.
"Müslüman cemaat(ler)in yıllardan beri üzerinde önemle durdukları ve bir türlü çözüme kavuşturamadıkları bazı sorunlar hayret verecek şekilde daha da ağırlaşmış olarak gündeme girmiş görünüyor. Müslüman grupların kamusal hayatta görünürlüğünü mümkün kılacak resmi temsil ve din dersleri konusu (buna bağlı olarak din eğitimi) henüz tatminkar bir mecraya oturmuş değil.
"Bu iki temel sorun konusunda umut verici bir mesafe katedilmediği gibi, şimdi de gündeme başörtüsü konusu girmiş bulunuyor. ... Berlinde ise yasaklama yönünde kuvvetli bir eğilim var. İçişlerinden bir yetkili önümüzdeki baharda başörtüsünün yasaklanacağını söyledi. Karar ve uygulamanın eyaletlere bırakılmış olması sorunu çözmüyor. Nitekim Almanya Cumhurbaşkanı Johannes Rau, açıkça bütün Almanya için geçerli olacak merkezi bir kararın alınmasının daha uygun olacağını düşünüyor, bunu da açıkça dile getirmiş."
"Çok kötümser olmamak lazım; ama daha önce birkaç defa gittiğim Almanya, eski Almanya değil. 90larda revaçta olan çokkültürlülük şimdi yerini bir türlü tanımı yapılmayan entegrasyon politikalarının yürütülmesine bırakmış bulunuyor. Batıda İslamla ilgili çok önemli gelişmeler oluyor."
Ahmet Turan Alkan, Saddam'ın yakalanma görüntülerinin yayınlanmasını bir propaganda olarak görüyor, Müslüman imajını kötüleme amacı güdüldüğünü, öte yandan bunun İslam Dünyası'ndaki Amerikan aleyhtarlığını daha da körükleyeceğini, bunun ise hiç de hayırlı sonuçlar vermeyeceğini yazmış. Ayrıca, olayın Türk basınında veriliş biçimini ağır bir dille eleştirmiş.
Çetin Altan, Saddam'ın tam da Noel arifesinde yakalanmasının Amerikan kamuoyuna bir "hediye" mesajı olduğunu belirtiyor:
Saddam, Noel'e 10 gün kala yakalandı... Tam zamanında yani...
"Şimdi sıra El Kaide ile, liderlerinde...
" Lütfedip kusuruma bakmazsanız, bendeniz de bir senaryo yazmaya çalışayım...
"Türkiye gibi terörün hışmına uğramış bir İslam ülkesinin; Başkan Bush'la sımsıkı bir işbirliği yaparak, El Kaide'nin gerek örgütünü çökertmesi, gerek liderlerini yakalaması daha akıllıca olur."
"Böylece kimse de Başkan Bush'u, salt İslam düşmanı olmakla suçlayamaz... Şiddet eylemlerine kurban düşmüş bir İslam ülkesine, yardım eden bir lider olarak görür..."
"Mayısa doğru, yine dünyayı ayağa kaldıracak 3 - 5 patlama daha...
Ve arkasından da, hem bizim, hem ABD'nin sıkı bir işbirliğiyle Bin Ladin'in yakalanması... AB'nin de Türkiye'yi yücelterek alkışlaması..."
"ABD'de başkanlık seçimlerine kadar, beklenmedik olaylar yaşanacağı kesin..."
"Saddam yakalandı ve başında bit ayıklandı. Şimdi sıra Afganistan'daki "cihat"çı terörist liderlerin yakalanmasında..."